1977
“Bu
Milletin Parası Çarçur Edilmez!”
1976 yılının yaz aylarında TRT
koridorlarında 1977 Eurovision Şarkı Yarışması konusunda fısıltılar yayılmaya
başlamıştı. Artık katılmamız gerektiğini savunanlar kadar henüz hazır
olmadığımızı iddia edenler de vardı. Müzik camiası TRT’den çıkacak kararı heyecanla
beklerken, Bülent Özveren’in şimdiden yeni bir şartnameyi kaleme almaya
başladığı yazılıp çizilecekti.
Eylül 1976’da TRT televizyonu, iddialı bir yeni sezona
başlayacağını duyuruyor, o yıllarda çocukluğunu yaşamış herkesin hafızasına
kazınacak Heidi ve Vikingler çizgi filmleri ve yıllar boyu izlemekten
bıkmayacağımız Küçük Ev, Mc Millan ve Karısı, Kadın Polis gibi diziler o sezon
ilk kez izleyici karşına çıkıyordu.
4 Ekim 1976 günü İstanbul’da benzinin tamamen tükendiği ve araba
kuyruklarının kilometrelerle ölçüldüğü gün olarak tarihe geçecek, benzin
kuyrukları uzunca bir süre hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelecekti.
4 Ekim 1976 tarihli Milliyet gazetesi haberi. |
12 Kasım 1976 tarihinde İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu can
güvenliği ve öğretim özgürlüğü bulunmadığı gerekçesiyle öğretime süresiz olarak
ara verdiğini duyurdu.
13 Kasım 1976 tarihli Milliyet gazetesi haberi. |
24 Kasım’da Van’da yaşanan deprem, yüzlerce cana mal olacak,
deprem için yardım gündeme geldiğinde 180 milyon lira bulunması gereken afet
fonunda sadece 20 milyon lira bulunduğu ortaya çıkacaktı.
1977 Eurovision Şarkı Yarışması için başvurusu süresinin dolmasına
çok az bir zaman kalmasına karşın TRT’den henüz bir karar çıkmamıştı. Yarışmaya
ilk kez katıldığımız 1975 yılında verilen katılma kararı, o günlerin TRT Genel
Müdürü İsmail Cem tarafından onaylanmış ve toplamda 800 bin lira tutacak
yarışma bütçesi, genel müdürlük yetkisini aştığı için yarışma dört ayrı
programmış gibi bütçelenmiş, böylece TRT Yönetim Kurulundan onay almaya gerek
kalmaksızın yarışma düzenlenebilmişti.
İsmail Cem |
Daha sonraları tartışmalara neden olacak
bu uygulamadan kaçınmak için Televizyon Dairesi bu defa tamamı 200 bin liralık
yetki sınırı dahilinde kalan bir bütçe hazırlamış ve Genel Müdür Şaban
Karataş’a sunmuştu. Buna karşın Karataş “Bu milletin parası rastgele çarçur
edilmez! Adamdan hesap sorarlar,” demekteydi.
Aynı günlerde ortaya çıkan bir başka söylenti ise TRT’nin o yıl yarışmada
Türkiye’yi temsil etmesi için Ajda Pekkan ismi üzerinde durduğu yolunda idi.
Böylece sadece şarkı seçimi yapılacaktı. Şayet Ajda Pekkan ile anlaşılamaz ise
Nilüfer ve Nükhet Duru diğer seçeneklerdi.
TRT Yönetim Kurulunda çok sesli müzik uzmanı vasfıyla görev yapan
Adnan Saygun’un başını çektiği bir çoğunluğun da yarışmaya katılmamaktan yana
fikir beyan ettiği biliniyordu. Nitekim, TRT yönetiminden beklenen açıklama
geldiğinde karar kimse için sürpriz olmadı. Türkiye 1977 yılında da Eurovision
Şarkı Yarışmasına katılmıyordu.
“Türkiye
Yarışmaya Neden Katılmadı?”
Film-San Vakfı tarafından organize edilen İstanbul Uluslararası 1.
Müzik ve Film Festivali kapsamında düzenlenen Uluslararası Şarkı Yarışması,
1976 yılı aralık ayı başında İstanbul Sheraton Oteli balo salonunda yapıldı.
İlk ve son kez düzenlenecek bu yarışma, kelimenin tam anlamıyla bir fiyaskoya
dönüşecek ve Türkiye’nin böylesi organizasyonlarda henüz ne kadar acemi
olduğunu bir kez daha gözler önüne serecekti.
TRT’nin de destek çıktığı ve üç gece boyunca canlı yayınla
ekranlara getirdiği yarışma, belki biraz da Eurovision Şarkı Yarışması’na
katılmıyor olmamızın bir özrü gibi düşünülmüş ama ortaya çıkan sonuç,
organizasyon aksaklıkları nedeniyle adeta bir skandala dönüşmüştü.
Türkiye’yi
Neco ve Tanju Okan’ın temsil ettiği festivalde (ilk açıklamada adı geçen Nilüfer, daha sonra yarışmaya karılmaktan vazgeçmişti), 26 ülkeden gelen 40 şarkıcı
arasında Neco birinciliği alacak, ancak yarışmanın üzerine düşen gölge
nedeniyle bu birincilik de şaibeli bulunup, kimseyi sevindirmeyecekti.
Nitekim ‘80’li
yıllarda Türkiye’de çok daha eli yüzü düzgün organizasyonlarla böylesi
yarışmalar düzenlendiğinde de Türkiye hep üst sıralarda olacak, hatta birçok da
birincilikler alacak ama biz bunların hiçbirini Eurovision Şarkı Yarışması’nda
alacağımız birkaç puan kadar önemsemeyecek ve sahiplenmeyecektik.
İngiliz televizyoncularının grevi nedeniyle beş hafta ertelenmek
zorunda kalan ve neredeyse iptal edilme noktasına gelen 1977 finaline kısa bir
zaman kala Eurovision Şarkı Yarışması şartnamesinde bir de değişiklik
yapılmıştı. Artık ülkeler şarkılarını resmi dillerinde seslendirmek
zorundaydılar.
Sadece o yıla mahsus olmak üzere, bu kuralın getirilmesinden
önce şarkılarını seçmiş bulunan Belçika ve Batı Almanya’ya özel müsaade
edilecek ve bu iki ülkenin temsilcileri finalde şarkılarını İngilizce olarak
seslendirecekti. Yarışmanın ilk yıllarında da uygulanmış olan bu kural daha
sonra üye ülkeler tarafından oylanarak da kabul edilecek ve yarışmaya tekrar
dil serbestisinin getirilmesi için çok uzun yıllar geçmesi gerekecekti.
16 Mayıs 1977 tarihli Hey dergisi haberi |
1977 yılı Eurovision Şarkı Yarışması, 7 Mayıs gecesi İngiltere’de, Wembley Konferans Merkezi’nde yapıldı. TRT tarafından naklen yayınlanan yarışmayı Londra’dan Türkiye’ye radyodan Ümit Tunçağ, televizyondan Bülent Özveren anlatıyordu. Türkiye’de herkesin ekran başında olduğu ve yarışmayı heyecan duymaksızın izlemekle yetindiği o gece birincilik, Marie Myriam tarafından “L’oıseau Et L’enfant” adlı şarkıyla temsil edilen Fransa’nın olacaktı.
Ev sahibi ülke İngiltere, Lynsey de Paul ve Mike Moran tarafından seslendirilen “Rock Bottom” adlı şarkıyla ikincilik tahtına otururken, üçüncülük The Swarbriggs topluluğunun seslendirdiği “It’s Nice To Be In Love Again” adlı şarkıyla İrlanda’nın oluyordu.
Yarışmadan sonra TRT ekibinden Ümit Tunçağ, Londra izlenimlerini
anlatırken, şu cümleyi sarf edecekti: “Bence en önemli olay BBC’nin Cockney
Restoran’da verdiği yemek ile bütün ülke delegelerinin ‘Türkiye yarışmaya
neden katılmadı?’ şeklindeki sorularıydı.”
Gerçekten bunu sormuşlar mıydı? Yokluğumuz gerçekten hissedilmiş
miydi, yoksa bu sadece Türk ekibine karşı gösterilmiş bir nezaket miydi orası
bilinmez ama Türkiye’de de herkes birbirine aynı soruyu soruyordu. İki yıl mola
fazla değil miydi? Artık katılmamız gerekmez miydi? Bu sorulara cevap almak
için bir süre daha beklememiz gerekecekti.
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder